Dolce babaanne
Member
Martin Rogers
FOX Sports Insider'ı
Real Madrid'in, Kylian Mbappe'nin gelişi Pazartesi günü onaylanmadan önce bile kutlamak için bir nedeni vardı.
Mbappe'nin İspanya'nın başkentine taşınması bir sır değildi. Aylardır bekleniyordu ve bu yalnızca bir onaydı. Yine de Los Blancos için genel “vida en grande” (hayat harika) anlamını güçlendirdi.
Haber, kulübün 15. Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu ve 36. La Liga şampiyonluğunu kutlayan geçit töreniyle aynı zamana denk geldi ve büyük bir olay yarattı. Jude Bellingham, ilk tam röportajını İspanyolca yaptığı için büyük beğeni topladı. Luka Modric'in bir yıl daha takımda kalacağını duyurması büyük bir sevinç yarattı ve Toni Kroos'un ikonik 8 numarayı bir cop gibi Federico Valverde'ye devretmesi duygusal bir veda oldu.
Hatta geçit törenine katılan polis eskortunda tatlı bir duygu vardı. Cumartesi günü Borussia Dortmund karşısında attığı golle fark yaratan Dani Carvajal'ın babası, takım otobüsünün önünde ata bindi.
Takım kaptanı Nacho taraftarlara “Biz Avrupa'nın ve evrenin krallarıyız” diye bağırdı.
Gözyaşları ve tezahüratlar çoğaldı. Mbappe'yi mürekkeplendirmek, bunun hem ülke içinde hem de Avrupa'da daha fazla zaferin yalnızca başlangıcı olduğu duygusunu güçlendirdi.
Ama öyle mi?
Futbol tarihi, süper yıldızlardan oluşan takımlar oluşturmanın çok eğlenceli olduğu, ancak kesintisiz başarının garantisi olmadığı yönünde uyarıcı olarak kabul edilebilecek hikayelerle doludur.
Büyük ölçüde unutulan örneklerden biri 2006-07'deki Chelsea örneğidir. Londra kulübü, Jose Mourinho yönetimindeki ilk iki yılında İngiltere Premier Ligi'nde bir ilke imza atmış, ardından Avrupa'nın en iyi forvet oyuncusu Andriy Shevchenko'yu ve en dominant orta saha oyuncusu Michael Ballack'ı kadrosuna katarak Manchester United'ın şampiyonluğunu kaçırmıştı.
Takımınızı kimin etrafında kurmak için seçersiniz: Vinicius Junior, Haaland, Mbappe veya Kane?
Ya da sadece Madrid'in kendisine bakabilirsiniz. Galacticos'un planı bugünlerde biraz farklı; hâlâ dünyanın en iyi oyuncularıyla sözleşme imzalamaya çalışıyorlar – ama onları daha genç yaşta almak istiyorlar. İşe yarıyor; Bellingham'ın İspanya'daki muhteşem ilk sezonu buna mükemmel bir örnek.
O dönemde Zinedine Zidane 29, David Beckham 28 ve Luis Figo 27 yaşında transfer olmuştu.
Örneğin Beckham, son sezonuna kadar La Liga'yı kazanamadı ve bu süre zarfında Şampiyonlar Ligi'ni de kazanamadı; dört yılda yalnızca bir kez son 16 turunu geçebildi.
Mbappe her türlü tartışmadan muaf, eşsiz bir oyuncu. Henüz bir genç olmasına rağmen, Fransa'nın 2018 Dünya Kupası'nda kazandığı zaferin arkasındaki itici güçtü ve 2022'deki performansı, herhangi bir finaldeki en büyük bireysel performanstı. On sekiz ay sonra bu işin onun kaybeden tarafta biteceğini düşünmek çok çılgınca. Lionel Messi'nin kaderi omuzlarında parlıyordu.
Mbappe'nin Vinicius Jr. ve Bellingham ile ortak çalışma ihtimali ağız sulandırıyor. Madrid'in ikincisinde gösterdiği inanılmaz başarıya rağmen, şampiyonluklar ve Şampiyonlar Ligi kupaları kazanmanın son derece zor olduğu gerçeği ortada.
Karışım doğru olmalı, seviye sadece mükemmel değil aynı zamanda tutarlı da olmalı ve baş antrenör Carlo Ancelotti'nin tüm yaz boyunca yetenek hazinesini nasıl oluşturacağını düşünerek geçireceğinden emin olabilirsiniz.
Bütün bu partilerin ortasında, bu sezon işlerin en azından biraz daha farklı sonuçlanabileceği ve muhtemelen de olması gerektiği unutulmamalıdır. La Liga şampiyonluğu, ciddi bir çalkantı ve çalkantı döneminden geçen ezeli rakibi Barselona ile sadece bir yenilgi ve 10 puanlık farkla tartışmasızdı.
Ancak yarı final rövanş maçında Joselu'nun iki gollü kurtarış hareketinin büyük fark yarattığı Bayern Münih'e karşı son erteleme olmasaydı, Şampiyonlar Ligi koşusu unutulacaktı.
25 yaşındaki Mbappe'nin önünde uzun yıllar sürecek yüksek bir performans var. Eski Fransa takım arkadaşı Hugo Lloris, bu yılın başlarında Fox Sports'a, Mbappe'nin zaman zaman etkisini tanımlamanın zor olabileceğini itiraf etmişti. Lloris, “Kylian'ın kendine ait, bilmiyorum, 'sihri' var” dedi.
[Want great stories delivered right to your inbox? Create or log in to your FOX Sports account, follow leagues, teams and players to receive a personalized newsletter daily.]
Hepimiz futbolun yıldızlığına kapılıyoruz. Oyunun en keyifli yanlarından biri, en büyük yıldızlarının ihtişamından zevk almak ve onların yaptıklarını nasıl başardıklarını merak etmek. Mbappe bu kategoriye herkesten daha iyi uyuyor.
Zaten muzaffer bir takıma ekstra bir parlaklık katarsa, bunun onları durdurulamaz hale getirmeye yeterli olacağına inanmamıza neden olan da bu düşüncedir.
Gerçekte ise böyle bir şey yoktur.
Martin Rogers, FOX Sports'ta köşe yazarıdır. Onu Twitter'da takip edin @MRogersFOX Ve günlük bültene abone olun.
UEFA Şampiyonlar Ligi'nden daha fazlasını alın Oyunlar, haberler ve daha fazlası hakkında bilgi almak için favorilerinizi takip edin
FOX Sports Insider'ı
Real Madrid'in, Kylian Mbappe'nin gelişi Pazartesi günü onaylanmadan önce bile kutlamak için bir nedeni vardı.
Mbappe'nin İspanya'nın başkentine taşınması bir sır değildi. Aylardır bekleniyordu ve bu yalnızca bir onaydı. Yine de Los Blancos için genel “vida en grande” (hayat harika) anlamını güçlendirdi.
Haber, kulübün 15. Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu ve 36. La Liga şampiyonluğunu kutlayan geçit töreniyle aynı zamana denk geldi ve büyük bir olay yarattı. Jude Bellingham, ilk tam röportajını İspanyolca yaptığı için büyük beğeni topladı. Luka Modric'in bir yıl daha takımda kalacağını duyurması büyük bir sevinç yarattı ve Toni Kroos'un ikonik 8 numarayı bir cop gibi Federico Valverde'ye devretmesi duygusal bir veda oldu.
Hatta geçit törenine katılan polis eskortunda tatlı bir duygu vardı. Cumartesi günü Borussia Dortmund karşısında attığı golle fark yaratan Dani Carvajal'ın babası, takım otobüsünün önünde ata bindi.
Takım kaptanı Nacho taraftarlara “Biz Avrupa'nın ve evrenin krallarıyız” diye bağırdı.
Gözyaşları ve tezahüratlar çoğaldı. Mbappe'yi mürekkeplendirmek, bunun hem ülke içinde hem de Avrupa'da daha fazla zaferin yalnızca başlangıcı olduğu duygusunu güçlendirdi.
Ama öyle mi?
Futbol tarihi, süper yıldızlardan oluşan takımlar oluşturmanın çok eğlenceli olduğu, ancak kesintisiz başarının garantisi olmadığı yönünde uyarıcı olarak kabul edilebilecek hikayelerle doludur.
Büyük ölçüde unutulan örneklerden biri 2006-07'deki Chelsea örneğidir. Londra kulübü, Jose Mourinho yönetimindeki ilk iki yılında İngiltere Premier Ligi'nde bir ilke imza atmış, ardından Avrupa'nın en iyi forvet oyuncusu Andriy Shevchenko'yu ve en dominant orta saha oyuncusu Michael Ballack'ı kadrosuna katarak Manchester United'ın şampiyonluğunu kaçırmıştı.
Takımınızı kimin etrafında kurmak için seçersiniz: Vinicius Junior, Haaland, Mbappe veya Kane?
Ya da sadece Madrid'in kendisine bakabilirsiniz. Galacticos'un planı bugünlerde biraz farklı; hâlâ dünyanın en iyi oyuncularıyla sözleşme imzalamaya çalışıyorlar – ama onları daha genç yaşta almak istiyorlar. İşe yarıyor; Bellingham'ın İspanya'daki muhteşem ilk sezonu buna mükemmel bir örnek.
O dönemde Zinedine Zidane 29, David Beckham 28 ve Luis Figo 27 yaşında transfer olmuştu.
Örneğin Beckham, son sezonuna kadar La Liga'yı kazanamadı ve bu süre zarfında Şampiyonlar Ligi'ni de kazanamadı; dört yılda yalnızca bir kez son 16 turunu geçebildi.
Mbappe her türlü tartışmadan muaf, eşsiz bir oyuncu. Henüz bir genç olmasına rağmen, Fransa'nın 2018 Dünya Kupası'nda kazandığı zaferin arkasındaki itici güçtü ve 2022'deki performansı, herhangi bir finaldeki en büyük bireysel performanstı. On sekiz ay sonra bu işin onun kaybeden tarafta biteceğini düşünmek çok çılgınca. Lionel Messi'nin kaderi omuzlarında parlıyordu.
Mbappe'nin Vinicius Jr. ve Bellingham ile ortak çalışma ihtimali ağız sulandırıyor. Madrid'in ikincisinde gösterdiği inanılmaz başarıya rağmen, şampiyonluklar ve Şampiyonlar Ligi kupaları kazanmanın son derece zor olduğu gerçeği ortada.
Karışım doğru olmalı, seviye sadece mükemmel değil aynı zamanda tutarlı da olmalı ve baş antrenör Carlo Ancelotti'nin tüm yaz boyunca yetenek hazinesini nasıl oluşturacağını düşünerek geçireceğinden emin olabilirsiniz.
Bütün bu partilerin ortasında, bu sezon işlerin en azından biraz daha farklı sonuçlanabileceği ve muhtemelen de olması gerektiği unutulmamalıdır. La Liga şampiyonluğu, ciddi bir çalkantı ve çalkantı döneminden geçen ezeli rakibi Barselona ile sadece bir yenilgi ve 10 puanlık farkla tartışmasızdı.
Ancak yarı final rövanş maçında Joselu'nun iki gollü kurtarış hareketinin büyük fark yarattığı Bayern Münih'e karşı son erteleme olmasaydı, Şampiyonlar Ligi koşusu unutulacaktı.
25 yaşındaki Mbappe'nin önünde uzun yıllar sürecek yüksek bir performans var. Eski Fransa takım arkadaşı Hugo Lloris, bu yılın başlarında Fox Sports'a, Mbappe'nin zaman zaman etkisini tanımlamanın zor olabileceğini itiraf etmişti. Lloris, “Kylian'ın kendine ait, bilmiyorum, 'sihri' var” dedi.
[Want great stories delivered right to your inbox? Create or log in to your FOX Sports account, follow leagues, teams and players to receive a personalized newsletter daily.]
Hepimiz futbolun yıldızlığına kapılıyoruz. Oyunun en keyifli yanlarından biri, en büyük yıldızlarının ihtişamından zevk almak ve onların yaptıklarını nasıl başardıklarını merak etmek. Mbappe bu kategoriye herkesten daha iyi uyuyor.
Zaten muzaffer bir takıma ekstra bir parlaklık katarsa, bunun onları durdurulamaz hale getirmeye yeterli olacağına inanmamıza neden olan da bu düşüncedir.
Gerçekte ise böyle bir şey yoktur.
Martin Rogers, FOX Sports'ta köşe yazarıdır. Onu Twitter'da takip edin @MRogersFOX Ve günlük bültene abone olun.
UEFA Şampiyonlar Ligi'nden daha fazlasını alın Oyunlar, haberler ve daha fazlası hakkında bilgi almak için favorilerinizi takip edin