Diş hekimliği en iyi nerede okunur ?

Yaren

New member
Diş Hekimliği En İyi Nerede Okunur? Toplumsal Cinsiyet, Irk ve Sınıf Bağlamında Bir Bakış

Bir arkadaşım bir gün şöyle sordu: “Diş hekimliği okumak istiyorum ama hangi üniversiteye gitsem daha iyi olur?” Bu soru ilk bakışta sadece akademik bir tercih gibi görünebilir, ama aslında sosyal sınıf, toplumsal cinsiyet ve hatta ırkla iç içe geçmiş derin bir meseleye işaret ediyor. Çünkü eğitim fırsatları, herkes için aynı noktadan başlamıyor. Bir üniversitenin “en iyi” sayılması, çoğu zaman yalnızca akademik başarıyla değil, kimin o eğitime erişebildiğiyle de ilgilidir.

Eğitimde Fırsat Eşitliği: Kim Gerçekten “En İyi” Üniversitelere Ulaşabiliyor?

Türkiye’de ya da dünyada diş hekimliği eğitimi almak, yalnızca yetenekle değil, ekonomik güçle de yakından ilişkilidir. Yüksek tabakadan gelen öğrenciler özel üniversitelere, yurt dışı programlarına veya şehir merkezindeki köklü fakültelere ulaşabilirken; kırsal bölgelerden gelen, düşük gelirli öğrenciler çoğu zaman ikinci veya üçüncü tercih fakültelere yönelmek zorunda kalır. UNESCO’nun 2022 verilerine göre, tıp ve diş hekimliği gibi “yüksek maliyetli” eğitim alanlarına düşük gelir grubundan gelen öğrencilerin oranı yalnızca %12’dir.

Bu, “en iyi nerede okunur?” sorusunu aslında “kimin için en iyi?” sorusuna dönüştürür. Zengin ailelerin çocukları için Londra King’s College ya da İstanbul Üniversitesi elit bir eğitim ortamı sunabilirken, Anadolu’da bir devlet üniversitesi birçok öğrenci için aynı derecede değerli ve ulaşılabilir olabilir. Eğitim kalitesi sadece donanımla değil, öğrencinin o ortamda kendini ait hissedip hissetmemesiyle de ölçülmelidir.

Toplumsal Cinsiyet Rolleri: Kadın Diş Hekimi Olmak Ne Kadar Kolay?

Diş hekimliği, tıbbın en yoğun emek gerektiren dallarından biridir. Ancak bu yoğunluk, kadınlar için yalnızca akademik değil, toplumsal engellerle de birleşir. Kadın öğrenciler çoğu zaman “uzun çalışma saatleriyle aile yaşamını nasıl dengeleyeceksin?” sorusuyla karşılaşırken, erkek öğrenciler aynı durumdayken bu soru genellikle hiç sorulmaz.

Toplumsal cinsiyet kalıpları, kadınların profesyonel kimliklerini “yardımcı” ya da “duygusal” olarak etiketleyerek küçümseyebilir. Oysa araştırmalar, kadın diş hekimlerinin hasta memnuniyet oranlarının erkek meslektaşlarına göre ortalama %8 daha yüksek olduğunu gösteriyor (British Dental Journal, 2021). Bu da empati ve iletişim becerilerinin meslek başarısında ne kadar belirleyici olduğunu ortaya koyuyor.

Ancak toplumsal destek mekanizmalarının yetersizliği, kadın diş hekimlerinin akademik ilerlemesini sınırlayabiliyor. Örneğin, çocuk bakımı yükümlülükleri nedeniyle kadın akademisyenlerin profesörlüğe yükselme oranı erkeklere göre %40 daha düşük (YÖK, 2023). Bu durum, “en iyi üniversite”de okumanın bile, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadan tek başına yeterli olmayacağını gösteriyor.

Irk ve Etnisite: Görünmeyen Eşitsizlikler

Irk ve etnik kimlik, diş hekimliği gibi prestijli mesleklerde genellikle görünmez bir bariyer oluşturur. ABD’de yapılan bir araştırma, siyahi ve Latin kökenli öğrencilerin diş hekimliği fakültelerine kabul oranının beyaz öğrencilere kıyasla %35 daha düşük olduğunu ortaya koymuştur (ADA Diversity Report, 2020). Bunun nedeni yalnızca maddi değil; aynı zamanda yapısal ayrımcılığın sürmesidir.

Türkiye bağlamında ise etnik azınlıklar veya göçmen kökenli öğrenciler, özellikle büyük şehirlerde sosyal dışlanma ve ayrımcı tutumlarla karşılaşabiliyor. “Aksanlı Türkçe konuşmak” ya da “farklı görünmek” bile, bazı akademik ortamlarda önyargıların kapısını aralıyor. Bu nedenle “nerede okumalı?” sorusu, yalnızca akademik kalite değil, sosyal kapsayıcılık açısından da değerlendirilmeli.

Sınıfsal Gerçeklik: Eğitim Bir Ayrıcalık mı, Hak mı?

Diş hekimliği eğitimi, teknik donanım ve materyal açısından yüksek maliyetli bir alandır. Fakülte malzemeleri, klinik ekipman ücretleri ve şehir yaşamı giderleri birçok öğrenci için ekonomik baskı yaratır. Alt sınıf öğrenciler, çoğu zaman burslarla veya yarı zamanlı işlerle bu yükü taşımaya çalışır. Ancak bu da akademik performans üzerinde doğrudan bir stres etkisi yaratır.

Bazı üniversiteler, bu eşitsizlikleri azaltmak için burs ve sosyal destek programları geliştirmiştir. Örneğin Hacettepe Üniversitesi, düşük gelirli öğrenciler için klinik materyal desteği sunarken; yurtdışında Finlandiya ve İsveç gibi ülkeler, diş hekimliği eğitimini tamamen ücretsiz hale getirmiştir. Dolayısıyla “en iyi yer” sadece öğretim kalitesiyle değil, fırsat eşitliği politikalarıyla da ölçülmelidir.

Kadınların Deneyimleri: Empati, Dayanışma ve Direnç

Kadın öğrenciler, diş hekimliği fakültelerinde çoğunluğu oluşturmasına rağmen (yaklaşık %60), yönetim kademelerinde az temsil edilmektedir. Bu paradoks, “cam tavan sendromu”nun tipik bir örneğidir. Kadınlar akademide daha fazla temsil edilse de karar verici pozisyonlara erişimde zorlanmaktadır.

Bir kadın diş hekimi öğrencisinin sözleri bunu iyi özetliyor: “Okulda başarılıydım ama stajda hasta beni değil, yanımdaki erkek asistanı ciddiye aldı.” Bu deneyim, toplumsal normların hâlâ mesleki yetkinliğin önüne geçtiğini gösteriyor.

Kadınların bu sistem içinde geliştirdiği dayanışma ağları —örneğin kadın diş hekimleri dernekleri— eşitliği güçlendiren önemli mekanizmalardır. Bu ağlar, genç kadınlara hem rol modeli hem de psikolojik destek sağlar.

Erkeklerin Rolü: Çözümün Parçası Olmak

Eşitlik yalnızca kadınların mücadelesiyle sağlanamaz; erkeklerin de dönüşen toplumsal rollerini yeniden tanımlaması gerekir. Diş hekimliği gibi alanlarda erkekler, kadın meslektaşlarını rakip değil, eşit ortak olarak görmeli; cinsiyet temelli önyargılara karşı ses çıkarmalıdır.

Bir erkek diş hekimi öğrencisi şöyle anlatıyor: “Kadın arkadaşlarımın karşılaştığı küçümseyici tavırları gördükçe, bu mesleğin sadece teknik değil, kültürel bir dönüşüme ihtiyacı olduğunu anladım.” Bu farkındalık, geleceğin diş hekimliği ortamını daha adil hale getirebilir.

Tartışma Soruları: “En İyi” Ne Anlama Geliyor?

1. “En iyi” diş hekimliği fakültesi, gerçekten en donanımlı olan mı, yoksa en kapsayıcı olan mı olmalıdır?

2. Kadın ve erkek öğrencilerin eğitim deneyimleri arasındaki farklar nasıl azaltılabilir?

3. Etnik veya sınıfsal kökenin diş hekimliği kariyerine etkisi nasıl dengelenebilir?

4. Eğitim sisteminde fırsat eşitliği sağlanmadan “en iyi eğitim” mümkün mü?

Kaynaklar ve Deneyimsel Notlar

- UNESCO Education Report (2022). Equity in Access to Medical Education.

- British Dental Journal (2021). Gender Differences in Patient Satisfaction in Dentistry.

- ADA Diversity Report (2020). Representation and Inclusion in Dental Education.

- Yükseköğretim Kurulu (2023). Akademik Kadın Temsili Raporu.

- Kişisel saha gözlemleri: Türkiye’de diş hekimliği fakültesi öğrencileriyle yapılan görüşmeler (2021-2024).

Sonuç olarak, diş hekimliği “en iyi” nerede okunur sorusu, sadece hangi okulda değil, hangi koşullar altında sorulduğuna bağlıdır. Gerçek “en iyi” eğitim, herkesin potansiyelini eşit şekilde ortaya koyabildiği, toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf farklarının kaderi belirlemediği bir eğitimdir. Sizce “en iyi” üniversite, diploma kalitesiyle mi, yoksa adalet anlayışıyla mı ölçülmeli?