Abbasiler'i kim kurdu ?

Yaren

New member
Abbasiler: Kim Kurdu, Neden Kurdu ve Nasıl Kurdu?

Evet, bugünün konusu Abbasiler! "Bir imparatorluk kurmanın kolay olduğunu kim söyledi?" sorusuyla başlayalım. Bu konuda işin içine giren kişi sayısının fazla olması, sonrasında pek çok hikâyenin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Ancak gelin görün ki Abbasiler’i kuran kişi tam olarak kimdi, biraz eğlenceli bir bakış açısıyla bunu keşfetmeye çalışalım!

Abbasiler Kimdir?

Abbasiler, 8. yüzyılın başlarında Orta Doğu'da hüküm süren önemli bir hanedandır. Bu imparatorluk, Abbâsîler olarak da bilinir ve adını Hz. Muhammed'in amcası Abbas bin Abdülmuttalib'den alır. Abbasiler, Emevi Hanedanı’na karşı başlattıkları bir isyanla 750 yılında yönetimi devralmışlardır. Başkentlerini önce Kûfe’ye kurmuşlar, ancak daha sonra Bağdat’a taşımışlardır. Hadi gelin, tarihin o gürültülü ve renkli dönemin inceliklerine dalalım!

Abbasilerin Kuruluşu: Bir Aile Hikâyesi

Abbasiler’i kuran kişi, hiç kuşkusuz, tarihteki önemli figürlerden biri olan Ebu Muslim'dir. Peki, kimdir bu Ebu Muslim? Onu biraz daha yakından tanıyalım. Ebu Muslim, özellikle Emevi yönetiminin baskıcı tutumlarından bunalan halkın arasındaki bir halk kahramanıydı. Kendisi, halkın desteğini alarak Emevi iktidarına karşı büyük bir ayaklanma başlatmıştı.

Bunu düşünün: Sizinle aynı zaman diliminde bir imparatorluk var ve "Emeviler gibi bir yönetim tarzı, evet, yavaş yavaş düşsün, sonra ben yerime geçeyim" diyorsunuz. Hadi canım, ne kadar cesurca! Ebu Muslim, bu devrimin başını çekmiş ve Abbasilerin güç kazanmasında önemli bir rol oynamıştır.

Ama işin içinde biraz da siyasi strateji var, öyle değil mi? Ebu Muslim’in isyanı, sadece "Hadi gel, Emevi'lere karşı yürüyelim!" diyerek başlamadı. O dönemdeki sosyal adaletsizlikler, vergi yükleri ve dini hoşgörüsüzlükler, halkı isyana sürükleyen sebeplerin başında geliyordu. Ama nedense hep bir "sosyal adalet" söylemi gelir değil mi? Tarihte, büyük imparatorlukların düşüşüne yol açan şeyin aslında halkın memnuniyetsizliği olduğunu unutmayalım!

Halkın Direnişi: Kadınlar ve Empati Dalgası

Şimdi, kadın bakış açısından biraz inceleyelim. İmparatorlukların kuruluşu genellikle "erkek işidir" gibi gözükse de, kadınların hikâyeye katkısını unutmak da haksızlık olur. Abbasilerin başlangıcında da kadınların oynadığı küçük ama önemli bir rol vardı. Kadınlar, yalnızca evin içindeki işleri değil, aynı zamanda siyasi ilişkileri de inşa etme konusunda önemli bir yer tutuyorlardı. Gerçekten de, güçlü kadınlar, bu tür tarihsel dönüşümlerde, dönemin kültürel ve sosyal yapısına katkı sağlardı.

Mesela, Abbasilerin Bağdat’a taşınması, dönemin kültürel anlamda kadınların bir tür "sosyal yapıcı" olmasına olanak tanıyordu. Kadınlar, hem iş gücünde hem de evin içindeki dayanışma ortamlarında, “devrimci” bir atmosferin yaratılmasında etken oldular. Yani, erkekler sahada strateji belirlerken, kadınlar "toplumsal bağlar" oluşturuyor, gizlice işler çeviriyorlardı! Klişe gibi değil mi?

Savaş ve Strateji: Erkeğin Çözüm Odaklı Yaklaşımı

Erkeklerin en sevdiği şeylerden biri strateji değil midir? O zaman, gelin bu meselenin stratejik boyutlarına biraz da eğilelim. Abbasilerin kuruluşu, yalnızca bir isyanla sonuçlanmadı. Bu, aynı zamanda çok akıllıca bir strateji gerektiriyordu. Yavaş yavaş Emeviler’i dize getiren Ebu Muslim ve diğer Abbasî destekçileri, halkın güvenini kazanarak, ne kadar “ağırsözlü” olsalar da, devrimi gerçekleştirdiler.

Ama dikkat: Erkeğin işini çözme tarzı biraz da "sistemi değiştirelim, ama kendi çıkarlarımıza göre!" şeklinde işliyor. Bu strateji de, hani derler ya: "Düşmanı yenmek yetmez, düşmanı nasıl değiştireceğini bilmek lazım!" İşte Abbasiler, sadece Emevi yönetimini devirerek işin içinden çıkmakla kalmadılar, aynı zamanda Bağdat’ı başkent yaparak yeni bir kültürel, dini ve siyasi dönüşümün kapılarını araladılar.

Abbasiler ve Bağdat: Yeni Bir Başlangıç

Bağdat, Abbasiler için sadece bir başkent değil, aynı zamanda İslam dünyasının kültürel ve entelektüel merkezi haline gelmişti. Halka hizmet, ticaret, ilim, kültür... Her şey bu şehirde toplanmıştı. Abbasiler, Batı ile Doğu arasında bir köprü kurarak, bilim ve sanat alanında büyük atılımlar yapmışlardır. Kim bilir, belki de bu yüzden Bağdat, bir zamanlar "Doğu’nun Parisi" olarak adlandırılıyordu!

Sonuç Olarak: Abbasiler’in Kuruluşunun Ardındaki Gizem

Abbasilerin kurduğu bu imparatorluk, basit bir zaferden çok, hem sosyal hem de kültürel bir devrimin simgesiydi. Emevi yönetiminden sonra, Abbasiler, halkın talepleri doğrultusunda adım adım ilerleyerek siyasi ve kültürel bir süreci başlattılar. Ebu Muslim’in zekası, kadınların toplumdaki yeri ve erkeklerin çözüm odaklı stratejileri, bu devrimin temel yapı taşlarını oluşturdu.

Sonuç olarak, Abbasiler’in kurucusu sadece bir kişi değil, bir grup insanın ortak çabasıydı. Bu imparatorluk, salt bir hükümetin ötesinde, insanlık tarihinin önemli bir döneminin simgesi olmayı başardı. Tabii, o zamanlarda kimse “bağlantılarınızı nasıl genişletirsiniz” diye sormuyordu ama birileri Bağdat’a çağrıldığında işin içine bir "işlem" girdiği kesin!

Sizce, günümüz dünyasında böyle bir devrim yine mümkün olabilir mi?